Perşembe, Mart 27, 2014

Ben senden öğrendim deniz yazmayı, elimden düşmüyor mavi kalem...*


Gördüğünüz fotoğraflarla yazacaklarım pek ilgili olmayacak. Çünkü bunlar daha İstanbul'a gitmeden çektiklerim. Yaşadıklarımı sırasına  göre bloğa koyduğumdan bunları atlayıp geçemedim.Dolayısıyla sırada İstanbul yazısı var :) 

Farklı zamanlarda kutlanmış Fatoş 'un doğum günü pastaları bunlar. Arkadaş çevresi geniş olunca kutlamalar da çoğalıyor...

Bir pazar günü Hisarönü'nde Keramettin Yılmaz'ın kendi mahallesine ve belediye meclis üyelerine verdiği kahvaltıdan sonra o çevrede Ares'i gezdirdik.
Papatyalar çıkmıştı,hava yağışlıydı ama soğuk değildi.
papatyalar
Kahvaltıdan Kayaköy' e geçtik.

Kayaköy'e bahar gelmiş.


Frenk İnciri.
Kayaköy




Keçiler - Kayaköy'ün bir mahallesi.

Likya Lahiti.

Bu resimleri çekmek için Uzunbey arabayı durdurdu.Ben çektim.
Keçiler girişi.

Görüntüsü farklıydı,
Kral mezarının altında birden fazla mezar var, yola daha yakın.
Aynı gün eve biraz erken dönünce bahçedekilerin son halini çekeyim dedim.












Bu yan komşumun, bende bu dikenliyi çok seviyorum ama bir türlü bende olan bir çeşit olamadı.
Limon ihtiyacımı bu ağaçtan sağlıyorum.Her zaman üstü dolu.
Benjamin yaprakları.
Bunlarda Kahve Bloğu için.
Cafe Cafe
Cafe caef

Çarşı Caddesinde bir esnaf arkadaşı ziyaretten...

Onun dışında İstanbuldan geldiğimden beri gündüz seçim bürosu, gece mahalle toplantıları çalışıp duruyoruz.Üç aydır birinci parti konumundayız. Bir terslik olmazsa pazartesi sabahı bizim partimizin belediyesinde buluşacağız.

Bu gece ve yarın gece son mahalle toplantılarımız var.Cumartesi günü sabah 10.00 dan sonra seçim bürosundayız.Öğleden sonra saat 14.00 de Milletvekilimiz  Tolga Çandar bizimle olacak.Saat beşten sonra seçim yasakları başlayacak.Pazar günü ilk defa sandık görevlisi değilim ama önce kendi mahallemde daha sonrada seçim bürosunda olacağım.Umarım pazar akşamı kutlamayı Beşkaza Meydanında biz yapacağız.

Muğla Büyükşehirde adayımız Osman Gürün % 46 ile önde. Bir terslik olmazsa Fethiye dahil 13 + 1 belediye ile zafer bizim olacak. Önce Muğla Cumhuriyeti ,sonra Türkiye Cumhuriyeti.
*Başlık: Turgut Uyar

Perşembe, Mart 20, 2014

Hepsini biliyorum, hepsi aklımda Hepsi de hiç kımıldamayan bir duman gibi havada.*

İstanbul'dayım hala. İnternette gezinirken bu resme rastladım bir sayfada.Bu resim beni Edip Cansever'e götürdü bu gece :)

-Sanki hiçbir şey uyaramaz içimizdeki sessizliği, ne söz, ne kelime, ne hiçbir sey.

-Kısa bir gülümseme yürüdü dudaklarından. Benim dudaklarıma da geçti...

-Tek ihtiyacım neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha.

-ve mutluluk bir kibrit çöpü. Artık ne kadar yanarsa....

-Hiçbir dilde söylenmemiş, hiçbir dilde yazılmamış, sözler ve şarkılar içindeyim.

-Öyle bi çık ki karşıma Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi'' hissedeyim seni .

-Değilsek de yakın, birbirimize uzak da sayılmayız büsbütün...

-İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile, başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor.

-Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde ; oysaki seninle güzel olmak var...

-Ne çıkar siz bizi anlamasanız da.

-Elbette bir ustalıktır bizim sevgimiz.Mutlu bir yolcu gibi yol kenarlarındakilere el eden.

Pazartesi, Mart 17, 2014

Ben seni, sen olmadan da severim, git.*

Facebookta  " longozu koru" sayfası var.Orada İğneada ve longoz hakkında hem açıklayıcı bilgiler hem de fotoğraflar mevcut.Bu fotoğraf oradan. Ters lale , çok severim ama hiç görmedim :) Bu arada İstanbuldayım. Nasıl oldu bilmiyorum, kaçtım, mola verdim diyelim.Resmi bir işimiz vardı, hafta sonunu da ekledik ve Uzunbeyle geldik cumartesi günü.Oğlumuzu da çok özlemiştik, ailelerimizi de.

Hatta Uzunbey'in okul arkadaşlarıyla buluştuk ilk gece.Dün gece de Burcu ile Fhm bizi annemlerle yemeğe aldılar Çevre derneği lokalinde. Gündüz Çarli'lerdeydik, bebeği sevip annesinin yaptığı ikramları yedik.Bir ara Silivri'ye gittik.Fotoğraflar ve hikayeleri daha sonra..

Fethiye'de Onur Akın konseri vardı,kaçırdım.Biliyorsunuz onu çok seviyoruz.Ben ayrı Uzunbey ayrı seviyor.
Bugün de Uzunbey'le onun akrabalarını ziyarete gideceğiz kısmetse.. Sonra benimkilere kaldığı yerden devam.Daha Leyla Teyzem'lere ve onun kızı Berna'lara uğrayamadım ki Berna el bilek kemiğini kırmış.Piyano çaldığını ve müzik öğretmeni olduğunu düşünürsek her zamankinden biraz daha fazla bu olay hakkında endişelendiğimi anlarsınız sanırım.
Çağıl 'ı özlemişim :)) Bakıp bakıp içimden seviyorum.Her erkek çocuğu gibi - adam diyelim aslında, çocuktan çok adam gibi duruyor :) -  gönlüne duygusal yaklaşımlardan ve fiziksel sevmelerden, sarılmalardan hoşlanmıyor, ehh bizde biraz ondan biraz benden idare ediyoruz. Yüksek sesle cevap verilmiş oldukça duygusal bağırmalardan! da payımızı yeterince alıyoruz :))  Bu aralar böyle, ne yapalım, üniversite son sınıfta hayata atılacak genç bir adam annesi olmak kolay değil. Arada yine yazarım, dün gece bitiremediğim yazımı bu gece bitiriyorum.Buralardayım ama her gün işim var,yine koşturuyoruz. Ayrıntılar sonra :)
*Başlık / Şarkı.

Pazar, Mart 09, 2014

Latin Çiçeği

Latin Çiçeği, kaç senedir yetiştirmek isteyip yetiştiremediğim çiçek.Bu sene artık denemek istiyorum.Hem size yazayım hem de kendim öğreneyim dedim.
Oldukça dayanıklı bir bitkidir.Yaz - sonbahar dönemlerinde genellikle kırmızı çiçekler açar.Yaprakları döken çok yıllık otsu bir bitkidir.Sarmaşığın uzun saplı, kırmızı boru şeklinde çiçekleri oldukça güzeldir.
Üretimi, yetiştirilmesi ve bakımı oldukça kolay olan latinçiçekleri, unutkan ve ihmalci bahçe severlerin bitkisidir. Her tipte ve özellikle zayıf nitelikle toprakta çok iyi gelişir. Serin ortamları sever. Az su ve pek az gübre ister. Gübresi ve sulanması artırılırsa, bitki çiçek açmayı unutur, yaprak vermeye koyulup yaprak güzeli olur.

 Latinçiçeği tohumları ilkbaharda ısınmış toprağa ekilir ve kısa sürede çimlenir. Tohumlan ekilmeden bir gece önce suya yatırılırsa çimlenmeleri daha da hızlanır.

Sarkacak şekilde bir saksıyla yükseğe asabileceğiniz gibi, tel örgülü duvarlara da sardırabilirsiniz.Çiçeğinden ve sanırım yapraklarından yemek ve çay yapılıyor.Ben uzun zamandır başka bahçelerde görüp özeniyordum, umarım tohumlarından tutturabilirim.