Salı, Nisan 25, 2006

Burası da benim memleketim..Bu gece yoldayım..Yarın sabah kısmetse İstanbuldayım..Boğazdan geçerken en az 2 arkadaşım onlar içinde etrafa bakmamı istedi..Ayrıca bir önceki yazımda yorumda yazanlar için de keyifle etrafı seyredeceğim..Bir zamanlar bende gurbete İstanbula gelenlerin ne demek istediğini hiç anlamazdım..30 sene dışarı çıkmamış birisi için farklı bir hayatım oldu..Özlemden insanın burnunun titrediğini sevdiklerimden uzaklaştıktan sonra öğrendim..Özel günleri kutlarken ki yalnızlık sadece insanın insansız kalması anlamına gelmiyormuş bunu öğrendim..Çok çalıştım ama 3 senede ancak alıştım..Bana özlem demeyin arkadaşlar..Benim hassas noktam da bu..Hepinize bir daha görüşene kadar sevgilerimi iletiyorum..Görüşmek üzere..
Resim: Büyükçekmece / İstanbul

Pazartesi, Nisan 24, 2006



İSTANBUL
Evin içinde bir oda, odada İstanbul.
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul.
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı..
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul.
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm.
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul.
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir.
Şişede İstanbul, masada İstanbul.
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık.
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul..
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım.
Nereye gidersen git, orada İstanbul.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Uzunbey kıyamadı ..Bana birkaç gün izin verdi..Kısmetse çarşamba İstanbul' dayım :))

Pazar, Nisan 23, 2006

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun :))

Annem ve Babam öğretmen olduğu için ve her 23 nisan senelerce Annem' i, Çarli'yi ya da Burcu' yu seyretmeye gittiğim bayram yerlerine evlendikten sonra da Çağıl' ı götürmek için ilkokuldan sonra da Annemle aynı okulda oldukları için gittim..Devleti, özeli onlarca tören seyrettim bayramlarda..Babam lise öğretmeni olduğu için 19 mayıslarda görevli olurdu.. En çok Annemi seyrettim sanırım..Çünkü ilkokulda da beraberdik..Sonra bizim çocuklar Annemleydi..Kısa bir zaman sonra Çağıl Annemin okuluna, anaokuluna başladı..Bölümün yöneticisi Annemdi..Okulda da sağolsun buraya gelene kadar Annem ilgilendi hep..Bende onları bayramlarda zevkle izledim..Şimdi İstanbul' da olsam yine Annemi izlemeye zevkle giderdim..Resmi bayramlar benim için tatil günleri hiç olmadı..Bundan şikayetçi de hiç olmadım..Dün haberlerde bir istiklal marşı töreninde ayağa kalkmayan bir kadını görünce uyuz oldum..Bir şekilde saygısızlığının bedelini ödemesi gerekli diye de düşünüyorum..Gerekli özen gösterilmemiş törenleri izlemeye dayanamıyorum..Sırf yapmış olmak için yapılan törenlere..Onun için gittiğim törenleri eleştiririm ben ve böyle yapılsa daha iyi olurmuş derim..İnsanlar istedikten sonra o kadar imkansızlıklar içinde bile çok güzel şeyler hazırlayabilirler..Ve her bayram bayrağımı kapıma asarım :)

Cumartesi, Nisan 22, 2006



Biz bugün Uzunbeyle onun ehliyet sınavı için Muğla'ya gittik..Sabah ancak 11.00 de sınava yetiştiği için sınav öncesi nefis Muğla simidi sınavdan sonra da Muğla köftesi yedik :) Tabiki Çınarda..Bu Uzunbeyin ilk Çınar denemesi olduğu için beğendi..Bu da benim hoşuma gitti.Arabada tam uyumaya başlarken bir şekilde beni uyandırdığı için bütün gün uyumadan sersem gibi gezdim..Akşam üstü eve geldiğimden ve ev işlerine daldığımdan yine dinlenemedim..Çağıl ve babası maç izlemeye dışarı gittiler..Tv. den öğrendiğime göre Galatasaray yeniliyor...Çağıl hasta gelecek bu akşam . Birazdan kalkıp onun için tatlı yapmayı düşünüyorum..Babamız ne kadar maççı değilse oğluşta o kadar fanatik..Kalabalık bir yerde izledikleri içinde kesin takılan olur şimdi..

Akşam Anneme telefon açtım..Telefonu Babam açtı..Annemle bir ahbabımızın oğlunun düğününe gidiyorlarmış..Evden Annemin cebini almaya çıkmış..Babamla konuştuk ve Babam genellikle telefonu kapatmayı unutur..Bende muzırlık olsun diye ve onu çok özlediğim için cebi kapatmadan onu dinledim..Nasılsa Anneme verdiğinde Annem açık olduğunu farkeder diye düşündüm..Babam herzamanki gibi kapıyı 4 defa kilitledi..Nefes alışından hızlı hareket ettiğini anladım..Bu arada ben gözümde canlandırıyorum merdivenden indi..Adımlarını dinledim..Telefonu Anneme verdi ve Asortikkrep aradı dedi..Annem alıp merhaba dediğinde ise şaşırdı..Annemle de kısa bir konuşmadan sonra telefonu bu sefer gerçekten kapadım..

Resim: Renoır..

Cuma, Nisan 21, 2006

Çocukluğumdan beri kemeriyeleri sevmişimdir..Artık kısmetse ilerde bir tane şöyle çiçeklerle donanmış..Bir tarafında sarmaşık güller bir tarafında yaseminler dolanan içinde de geniş sedirler olan bir tane yapmayı düşünüyorum bahçeye..Yumuşak minderlerin ortasında kocaman bir masa olacak ..Üstündeki masa örtüsü ve minderlerin kumaşı tabiki takım olacak..Etrafta rüzgar çanları asılı olacak her esintide biraz kımıldanacak..Etrafında da mutlaka bir kaç yediveren gül bulunacak..ve ben orada akşam işten gittiğimde kurulup oturacağım..5 çaylarımı orada portakal çiçeklerinin arasında havayı koklaya koklaya elimdeki kitabın sayfalarında gezinirken belki de biraz uyuklayacağım :)
İşte benim bazen hayattan ve işten en bezdiğim zamanlarda aklıma getirip sabretmemi sağlayan şifre bu..evet ben canımı sıkan insanlarla ancak bunları düşünerek baş edebiliyorum..Yani bu yazınında konusu yine portakal bahçesi arkadaşlar..Şimdi anlatamadığım ama vermek zorunda olduğumuz kararlar var..Kafam hem işle hem de bunlarla meşgul..Bu süreç biraz sancılı bir süreç ama sonucunu mutlaka sizlerle paylaşacağım..

Çarşamba, Nisan 19, 2006


Haftaya gayet hareketli başladık..Havaların da pazardan beri sıcakladığını söylemem lazım..Ceketler fazla geliyor ama ne zaman nerede olacağımız belli olmadığından kot ceket giyip işe gidiyorum..
Salı günleri buraları hareketlidir çünkü çok büyük bir pazarımız var..Yazın turist otobüslerinin her bölgeden geldiği gibi, çevre köylerden ve tatil yörelerinden de herkes pazara gelir..Bizim çıktığımız pazar, Çalışta kurulan pazar olduğundan ben istersem pazara giderim..O da ayda yılda bir..Ama büro çok kalabalık olur..Gelen giden bitmez..Onun için randevu verirken çarşamba randevu veririz..Dün FKM de el sanatları sergisi vardı..Şükran Teyze Huzurevi grubunu da oraya getirip eserlerini sergiledi..Yakın arkadaşım H. de sergi açtı..2 gün daha orada olacaklar..
Dün Uzunbey iş yüzünden Sunthıng' in çalıştığı büroya uğramış..Sunthıng bana yeni kurduğumuz derneğin gazete de çıkan haberini yollamış..Çok hoşuma gitti beni düşünmesi..Bugün dernekte toplantımız var..Haberi götürüp göstereceğim arkadaşlara..Benim böyle internet arkadaşlarım var deyip hava atacağım sayesinde :)
Pazar günü portakal bahçesinin fotoğraflarını çektim bol bol..Bugün onları ayarlayabilirsem evdeki benim bilgisayara yüklerim..Makinanın aparatları işte olduğu için ve işe gidince onları unuttuğum için birde zamanını beklediğim için yayınlamadım..Çağıl resimleri çekerken benimle dalga geçti ne yapacaksın bunları diyerek..Uzunbey ise resimleri çekerken geçen gün beraber diktiğimiz kivilere baktı tutmuş mu diye ? Tutmuş :)

Pazar, Nisan 16, 2006

Trekking..

Ortalık karışık, dünden beri bloglarda gazetecilerin bloglara sarması konusunu okuyup duruyorum..Haftasonu çoğu kişi bloglara girmediği ya da giremediği için bence yarın da hareketli geçecek..Hem Akşam' da ki hem de Hurriyetteki haberi internetten okudum..Resimleri görmedim..ama bir şekilde hazırlıklı olmayan kişilere zarar vereceğini düşünerek sanırım çoğu blogger' ı kaybedebileceğimiz de düşünüyorum..Keşke insanlar internetin sonsuz bir kaynak olduğunu sanmasa ve keşke insanlar başkalarının hayatına daha saygılı yaklaşsa...En önce gazeteciler tabi..
Cumartesi hava bozuktu ve eve kapandım ben zaten..Canım dışarı çıkmak istemedi..Sonra uzunbey aradı..Erken geliyorum bir yerlere gidelim diye..Eve gelirken açtığı telefonda ise şakır şakır yağmur yağdığını söylüyordu..O geldi bu sefer burada yağmur çiselemeye başladı..Ama ben giyinik olduğum için dışarı çıkmak istedim..Hadi sana kahve ısmarlayayım dedi..Bizim merkezde genelde kızlarla çay içmeye gittiğimiz deniz kenarında ki hello cafeye gidelim dedi..Ama orada kahve keyfi olmayacağı için paspatur dediğimiz eski çarşıdaki cafe oley' e gitmeye karar verdik..Sahibini tanıdığımız için bazen gittiğimizde onunla da oturup sohbet ederiz falan..Neyse zaten benim orayı tercih etmemin sebebi kahvenin yanında hurma soslu kekini de çok sevmem..Biraz oturup kahvelerimizi içince kasaptan alışverişimizi yapıp eve döndük..
Pazar günü kalktığımda çağıl uyuyordu uzunbey pazar yapmış gelmişti bile..Kahvaltıya nereye gidelim diye konuşurken ortak bir yol bulmaya çalıştık..Çünkü herkes farklı bir yer istiyordu..Sık sık gittiğimiz yörük müzesine gitmeye karar verdik..Daha önce resimleriyle yazmıştım..Sonra çağılı dershaneye gönderip eve döndük..Yaşasın tatil..
Beni tanıyanlar resimle yazımın arasındaki bağın ne olduğunu eminim merak etmişlerdir..O zaman yeri geldiği için anlatayım..Burası trekking cenneti..O kadar güzel yürüyüş rotaları var ki başta herkesin harcı olmayan en az 18 günlük likya yolu olmak üzere yürünecek yolları say say bitmez..Yürüyüş yapan hayatını bu yolla kazanan enterasan arkadaşlarım da var..Benimde geldiğimde en çok ilgimi çeken bu yürüyüş rotaları olmuştu..Yürüyüşün zorluğu ve kolaylığına göre seçebileceğiniz bu rotalar bazen eski bir antik kentten bazen de eşsiz manzaralı koylardan oluşan yüzme molalı rotalardır..Hafta sonları çevre derneğinin yapmış olduğu yürüyüş gezilerine sadece yanınıza alacağınız servis parasıyla gidebiliyorsunuz..Herkes yanına yolda atıştırmalık sandöviç tarzı yiyecekler ve mayolarını alıyor..Ayağınıza ayakkabınızı geçirip birde hafif bir yağmurluk aldınız mı tamam..Suyu unuttum sanırım :) Bahar ayları mayısa kadar yağmur yağma tehlikesi olduğu için yağmurluk alınıyor zaten yazın çok sıcak olduğundan temmuzda ve ağustosta yürünemiyor..Ama bu mevsim trekking mevsimi..Yürüyüşler çoktan başladı..Grup olunduğunda gruba ayak uydurmak lazım ama biz uzunbeyle yalnız yürümeyi seviyoruz..Hem yolu abartmamış oluyoruz..Hem de ben çok uzun süre yürümeyi sevmiyorum..Bu arada yaptığımız sohbetlere de bayılıyorum :)) Diğer rotalara zaten mutlaka rehberle gidilmeli..Ya haftasonu derneğin gezileriyle ya da profesyonel rehberlerle..Buranın türkler tarafından en bilimeyen özelliğini paylaşmak istedim bu sefer bu yazıda.Görüşmek üzere..

Cumartesi, Nisan 15, 2006

Truva Atı..

Dali Truva atını yorumlamış..Daha önce rastlamamışım..Yeni keşfettim..Neyse bu hafta Reis' in alçısı çıktı..Hala tuvalete kucağımızda götürüyoruz çünkü merdivenlerden aşağı iniyor ama korkudan ve beceremediğinden çıkamıyor..Dikişleri iyileşmek üzere, kasları da kullandıkça gelişecekmiş..Sağ arka ayağı 2-3 cm kısa kaldı ama sadece yürürken biraz aksayacakmış..

Geçtiğimiz hafta çok güzel bir elsanatları sergisi gezdim F.K.M de..Yani bizim kültür merkezimizde..Kadıköy Halkeğitimden bir öğretmen sergi açmıştı..Büyülendik tam anlamıyla..Sanırım satıldı da..Uzun süredir böyle güzel bir sergi gezmemiştim..Kırkyama ve kurdele nakışı sergisiydi..

Uzun bir festival toplantısı ve derneğin yeni kampanyasının açılışını da yaptık bu arada..Kampanya her ay bankaya vereceğiniz 5 ytl. otomatik ödemeden oluşuyor..Burs için diyorsunuz ve otomatik ödeme açıyorsunuz hangi bankayla çalışıyorsanız..Bu 5 ytl. ler çoğalıyor ve bir sürü öğrenciye kaynak oluyor..

Perşembe evdeydim..Yoğun günlerin acısını çıkardım..Dinlendim..Cuma günü yeni bir görüşmem vardı..Onu hallettim ve oradan yani 4 ten sonra çatıya gidip H. ile seramik çalıştık..Sonra sahilde ve şehrin içinde çiseleyen yağmur altında yürüdük..Tam minübüs beklerken iç mimar bir arkadaşım var..Kendi evi bizim mahalleye yakın, duraktan beni eve kadar bıraktı..

Bu arada Uzunbey motor ehliyet sınavlarına giriyor bu ay..Motoru da aldı ama çok sıkı kontroller olduğu için kullanamıyor..Nisan sonu-mayıs başı rahatım artık :)

Bugün Çağıl' ın dershanesi de yok..Bende bu saate kaldım yatmadan..Yarın kimse uyandırmazsa saat 11' e kadar yatarız artık..

Salı, Nisan 11, 2006

yılın keçisi !




Bu site http://yilinkecisi.com bizim kültür ve sanat festivalinin bu seneki etkinliğini tüm yurtta oylamaya sunduğumuz bir site..Sitenin amacı olumlu yönde inatçılıklarıyla ülke ve millet için faydalı işler yapan insanları teşvik etmek..Oylamalar iyi gidiyor ama sizlerin fikirlerine de ihtiyacımız var..Eğer oy kullanırsanız çok mutlu olacağız.. Oylama sonunda seçilen "yılın keçisi " festivalde ödülüne tarafımızdan kavuşacaktır..İster adayları oylayabilirsiniz isterseniz yeni adaylar önerebilirsiniz ..Şimdiden teşekkürler..

Pazar, Nisan 09, 2006

Likya Diyarı..


Xanthos Yazıtı..
Evlerimizi mezar yaptık
Mezarlarımızı ev
Yıkıldı evlerimiz
Yağmalandı mezarlarımız
Dağların doruğuna çıktık
Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Yakıp yıktılar
Yağmaladılar bizi
Biz ki analarımızın, kadınlarımızın
Ve ölülerimizin uğruna
Biz ki onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna
Toplu ölümleri yeğleyen bu toprağın insanları
Bir ateş bıraktık geride
Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan..
Bu yazıtları yazan insanlar bir zamanlar burda yani Likya diyarında yaşayan ve yaşadıkları kentte etrafları düşman tarafından çevrilince esir olmamak için eşlerini ve çocuklarını öldürüp, kentlerini yakıp yıkıp en sonda kendilerini öldüren onurlu insanlarmış..Saldırı olmadan çok önce şehirden 10 asil aileyi başka diyarlara yaşamaya gönderirlermiş..Bir saldırı olupta şehir halkı tamamen yok olunca o aileler geri döner tekrar şehri kurarlarmış.Ta ki yeni bir saldırıya kadar...Ey özgürlük sen nelere kadirsin..
Resim 1 : Xanthos.
Resim 2: Likya kaya mezarı.

Cumartesi, Nisan 08, 2006

ebe-sobe



Gamzeli beni sobelemiş..Ben açıkçası sobelenenlerin yazılarını okuyorum onları iyi tanımak adına..Onun için sobelenince de aynı dürüstlükte cevap vermeye çalışıyorum..Buyrun benim cevaplarıma..
1-Hayatınızın merkezinde olan yapılması tehlike içeren işleriniz...
Araba kullanmak ..
2-Melodilerin arkasından kanter içinde gittiğiniz, vazgeçemeyeceğiniz müzik lezzetleriniz..
Sezen Aksu, Candan Erçetin..Türk sanat müziği ama gerçek ustalar..İstanbul lehçesiyle söylenmiş türküler..Yavuz Bingöl, Şükriye Tutkun..Trakya türküleri..yüksek yüksek tepelere..
Son zamanlarda içimi titreten ..Annemle Burcu' nun şarkısı..lale devri çocuklarıyız biz.Şebnem Ferah..Sertab Erener..Nilüfer..Nostaljik eski hafif batı müziği şarkıları..Kan ve gül..ya da Dumanın söylediği gibi yeni halleri..Yabancılarda Mıchale Jackson, Madonna ve 80 ve 9o ' ların hitleri..Careless whisper ..purple rain..knife..endless love.Ya da gerçekten çok eskiler..My way gibi..Luis Armstrong .1940 lar ve 60 lar.Eski müzikaller ise favorim..Çok seçerek müzik dinlerim ben..Herkesi de beğenmem..Türkçe müzikte tekniğiyle söyleyenleri severim :)
3-Yediğiniz halde" ben bununla doymam diye"çemkirdiğiniz ( ne kadar kötü bir kelime bu ! ) kadar karşısında zayıf olduğunuz yemekler..
Börek ve içli köfte .
4-İzlemekten keyif alarak rayting canavarına maruz kalıp yayından kaldırılan diziler..
Şehnaz Tango herhal ilk hatırladığım..
5-Şu an" ben burada ne yapıyorum , kim getirdi beni buraya "sorularına maruz kalmaksızın ruhunuzun olmak istediği yer..
Eşimle ve oğlumla eski yaşadığımız yer..İstanbul ...olmuyorsa yapmak istediğimiz portakal bahçesindeki evin verandası..akşamüstü çayımı elime almışım hafif akşam serinliği çıkmış bir esinti ve portakal ağaçlarının yapraklarından süzülen güneş ışınlarının Uzunbey' in ve Çağıl' ın yüzünden geçişi..
6- Sobelediğiniz diğer blogger' lar..
Kuzine http://bizimkuzine.blogspot.com
Kuguu http://kuguboynu.blogspot.com
Ayışığı http://doksangunde.blogspot.com
Mutfakta Zen http://mutfaktazen.blogspot.com

Cuma, Nisan 07, 2006

Doğumgünün kutlu olsun Uzunbey :)

Bugün Uzunbey' in doğumgünü..O tam 36 sene önce Süleymaniye Doğumevinde (Fatih-İstanbul) bu gece saat 10.00 da doğmuş..O bir koç ve bazen ona ve yeniliklerine ayak uydurmakta zorlanıyorum..Bütün koçlar öylemidir ama çok dürüst..İşlerin hızlı gitmesinden hoşlanır kendi de işlerinde düzenli ve hızlıdır..Çabuk karar verir ama mutlaka önceden tartmıştır o kararları..Çabuk sinirlenir bazen..Sinirlendikten sonra da hemen geçer siniri..Benim tam tersim..Huylarımız ve davranışlarımız birbirine benzemez..Belki de onun için anlaştığımızı düşünüyorum..Bir eve iki koç ve ya iki boğa fazla olurdu :) İşte de farklılığımızı dengeleriz biz..Beraber çalıştığımız için daha farklısını yürütemezdik zaten..Bazen beni anlamadığını düşünürdüm.. eskiden..Oysa onu tanıdıkça anladığını ama belirtemediğini farkettim..İnsan 15 senelik evli olsa da her gün yeni birşey keşfedebiliyor..Keşfetmek isterse tabii.Genelde düşüncelerini ve duygularını belirtmez..Sizin keşfetmenizi bekler..Eğer koçlarla iyi anlaşmak isterseniz iyi bir kaşif olmanız gerekli..Çünkü ipuçlarını adım adım verir..Gerisini sizin tamamlamanızı ister..Sadeliği sever..Abartmaktan hoşlanmaz..Başkalarının hayatına saygılıdır..Genelde sakin olduğundan çok zor hiddetlenir..Ama o zaman ondan korkmak gerekir..İnsanlar onu zor tanırlar..Çünkü mesafelidir..Herkes onu keşfetsin izin vermez..Ama onu ve fikirlerini tanıdıkça vazgeçmezler..İş hayatında çok güzel fikirler üretir ve bunları uygular..Çok iyi niyetlidir..Kesinlikle kötülük düşünemez..Gerçekten uzunboyludur.
Bugün büroda Çağıl okuldan geldiğinde onun için pasta kesip hep beraber doğumgününü kutlayacağız.. iyi ki doğdun..İyi ki yanımdasın..NİCE YILLARA...
resim: KLİMT ( KİSS)

Salı, Nisan 04, 2006

Bu yazıyı yazan Eşekbaşı'nın kocası yazdığı yazıyla beni çok üzdü..Eşekbaşı'nın yazdığı son yazıyı okuyamadım.. Bugün kaç gündür ilk defa girdiğim blogta bu yazıyı görünce ne olduğunu anlamadığım gibi sert bir dille yazılmış yazıyı görünce de şaşırdım.Eşekbaşının tanımadığım ama kendisini blogtan tanıdığımızı düşünen kocası..Lütfen eşine bu kadar yüklenme..Biz sadece zor zamanlarımızı ve yalnızlığımızı bu bloglarda paylaşıyoruz..Genelimiz kendisini ya da eşini ve ailesini yazan blogçularla dalga geçmiyoruz..Hatta birbirimiz için üzülüp, endişeleniyoruz..Duygularımızı paylaşıp rahatlıyoruz..Eşime anlatamadığım çünkü anlatırsam endişeleneceğini sandığım üzüntülerimi buraya yazıyorum ben..Ya da bazen erkeklere çok light gelen ama kadınların paylaşmaktan hoşlandıklarını burda paylaşıyoruz biz..Şimdiye kadar okuduğum ve takip ettiğim bloglardaki kadınların eşleriyle ilgili çok kötü düşünceler yazdığını görmedim ben..Çoğu zamanda haksız bulunan kadınların eleştirildiklerini bile gördüm..Kocana haksızlık etme gibi..Burada konu zaten erkeklerini anlatan kadınlar ya da özel hayatlarını anlatan kadınlar değil..Burada yapmak istediğimiz ailemizle paylaştığımız ama bir şekilde yalnız olduğumuz için anlatamadığımız düşünceleri bloglara yazmak, paylaşmak ..Biz sizi tanımıyoruz ..Tabiki aileniz hakkında olumsuz yorumlar okumuş olabilirsiniz..Daha önce de yazdığım gibi son yazıyı okumadım ben..Ama sizi ve tavrınızı sert bulduğumu söylemek istiyorum..İnsanlar problem yaşayabilir biz sizi yargılayamayız ki..Düşüncesizce bir kaç şey yazılmışta olabilir ama hepimiz öyle insanlar değiliz..Benim sizin yaşantınız için edindiğim izlenim kocasını çok seven bir kadının yalnız ve sıkıntılı düşüncelerine rağmen onunla hayatını paylaşmasıdır..Tıpkı benim gibi..Çoğumuz gibi..Yazıyı yoruma kapattığınız için bu düşüncelerimi size burada yazmak zorunda kaldım..Umarım farkedersiniz..Umarım herşey yolunda gider ve hayatta daha zor zamanlarınız da olabileceğini farkederek hayata kaldığı yerden devam edersiniz..
Not: Bu yazı sadece hayatta herşey yaşanabileceği için sorunlar olduğunda kolay vazgeçmemek gerek düşüncesiyle yazılmıştır..

Pazartesi, Nisan 03, 2006
























Age 35 beni sobelemiş..
En beğendiğiniz huyunuz...İnat (kolay vazgeçmem)
En beğenmediğiniz huyunuz..Kibir (kolay beğenmem)
En beğendiğiniz yeriniz...Saçlarım ve burnum ..(gören ameliyatlımı diye soruyor..)
Hiç beğenmediğiniz yeriniz..Hıımm..Düşünmem lazım..Genelde her yerimi beğenirim kilomu beğenmem.
Çantada mutlak olmalı..Makyaj çantam ve güneş gözlüğüm.
Çantada asla bulunmaz..Sigara
Arabanızın markası..Citroen Berlingo, Land Rover.
Hayalinizdeki araba..Jeep
En sevdiğiniz yemek..Kapama
Hiç sevmediğiniz yemek..Keşkek (hayatta yemem.)
En sevdiğiniz hayvan..Dost olarak köpek, sevimlilik özelliğiyle kedi, biçim olarak at, burcum boğa, kendim bir leoparım..
En korktuğunuz hayvan..Timsah ve köpek balığı..
Kullandığınız parfüm..Naomi Campbell
Kullandığınız cilt bakım ürünleri..Kesinlikle Avon..Hem ekonomik hem de kaliteli :)
Hergün mutlaka yaparsınız..Mutlaka telefonla konuşurum..Çay içerim..
Yapmayı ihmal edersiniz..Bankalara gitmem..
Karanlıktan korkarmısınız..Hayır
Korkutmayı severmisiniz..Hayır
Giyim tarzınız..Eskiden spor ve şık, karışık bir stilim ve tarzım vardı..Şimdi genelde hep spor.Botlarım ve kotlarım vazgeçilmezlerim..Dekolte severim ve giyerim de..Zaten genelde yabancı sanıyorlar çünkü kilolular iddialı giyinmezler ya..
Asla giymem..Birbirine uygun olmayan hiçbirşey giymem ..Desenliyle çizgili aynı anda asla giymem..Sadece kombinse giyerim.
Cep telefonum..İş için motorola..Özel olan nokia.
Bilgisayarım..Casper diyelim.
Karşı cinste aradığın özellikler...Saygılı ve karizmatik olması..Zeki..
Hoşlandığınız tip..Uzunboylu..Geniş omuzlu..Güzel gözlü..
En beğendiğiniz oyuncu..George Cooleney
Benzetildiğiniz bir oyuncu..Maalesef..Kendine has bir tipim var benim :)
Film çevirmek istediğiniz bir ünlü...Yok..üzgünüm.
Başka bir şey yapmak istediğiniz bir ünlü..O da yok..
Tuttuğunuz takım..Eskiden Fenerbahçe şimdi Çağıldan dolayı GS.
Hangi dalda sporcu olmak isterdiniz..Basketbol
En büyük hayaliniz..Üzüm yetiştirip organik şarap yapmak ve Trakya ile ilgili kitap yazmak :)
Gerçekleştirdiğiniz hayaliniz..Birden fazla hayalimi gerçekleştirdim ben.Şimdiki mesleğim, eşimle evli olmak, ondan çocuk yapmak, okumak, akdenize yerleşmek..Yapılmamış bir iş yapmak :)
Asla yapmam dediğiniz..Babadağ' dan paraşütle atlamak
Yapabilirim dediğiniz bir çılgınlık..Herşeyi geride bırakıp hayata yeniden başlamak..Bir kere yaptım yine yaparım..
Sobelediklerim...Mutfakcamı Burcu, Elmaşekeri,uzaktaki :) Yanıtlamak isterse bir de Çağıl.

4 günün özeti..















Müthiş bir hafta sonu geçirdik Annemle :) Perşembe sabahı otogardan karşıladım..Arabayla büroya gittik..Valizlerini arabada bırakıp onu her perşembe uğramadan geçmediğim belediyenin kadın evine kahvaltıya götürdüm..Hava çok güzeldi..Orayı daha önce yazmıştım evyapımı yiyecekler perşembe günü satışa çıkıyor..Ya da her gün köy kahvaltısı alabilirsiniz..Biz ev yapımı börekler ve içliköfte tercih ettik..Yanında da denizmanzaralı çay keyfi yaptık.Sonra yine yürüyerek sahilden büroya geldik..Öğlende Çağıl' ın okuluna gidip onu gördük..Çünkü Çağıl okuldan çıkıp dershaneye gideceğini söyledi..Annemle Çağıl sarıldığında Çağılın ne kadar büyüdüğünü bir kez daha farkettim.Alışveriş yapıp eve gittik..Evde biraz Annem dinlendi..Daha sonra bu sefer evin orada güzel ve uzun bir yürüyüş yaptık..Dönüşte yan komşumda kahve içtik..Zaten Annem geldiğinde biz bol bol yürürüz..Bu sayede hem yediklerimizi eritiyoruz hemde rahat rahat konuşuyoruz..O akşam yorgunluktan hemen uyudu..Zaten çok geçe kadar oturmaktan hoşlanmaz..(Ben kime çektim yarabbim ! Tabiki Babama :) ) Ertesi gün yani cuma günü ADD ' nin (Atatürkçü Düşünce Derneğinin) kermesi vardı..Annemle evde akşam için hazırlığımızı yapıp kermese gittik..Orada Şükran Teyze ve yakın arkadaşım H. ile de görüşmüş olduk..Benim buradan alışveriş yaptığım mağazaya gittik ve sahilde kahve içtik denize karşı..Sonra buranın sadece cuma günleri olan köylü pazarına gittik..Oradan İstanbuldakilere hediye yerel keçi peynirleri, adaçayı, kekik çayı ve eve bir kaç birşey alıp döndük..Üstümüze eşofmanlarımızı geçirip yine sahile yürüyüşe gittik..Bayağı kötü bir rüzgar çıktığından pek dolaşamadan dönmek zorunda kaldık..Yine de yavaş yavaş arka yoldan yürüyüp sohbet edebildik..Eve gelip yemek hazırladık ve yine akşam yemeğimizi yedik..Annem o akşam Beyazı seyretti ben yattım..2 gün boyunca çarşıda alışveriş yapıp gezdiğimizden cumartesi gününü evde ve dinlenerek geçirmek istedik..Çünkü pazar gününü Muğlada geçirecektik..Cumartesi günü balkonda çok güzel bir kahvaltı ettik..Çalışta çok uzun bir yürüyüş yaptık, eve gelip güzel bir banyo yaptık, yine balkonda güzel bir çay faslı ve yemek hazırladık akşam için..Pazar günü erkenden Annemle Muğla' ya gittik..Beraber geçirdiğimiz güzel günlerden biriydi o gün..Muğla' da eski ve restore edilmiş 3 konak ve müze gezdik..Bu konaklardan ikisini kültür merkezi yapmışlar ve içlerini eski görünümlü eşyalarla döşemişler..Annemle bayıldık bu evlere ve eşyalara..İkimizde hastasıyız çünkü.Orada işimiz bittiğinde arabaya atladığımız gibi Uzunbeyle Fethiye' de buluştuk..Bizi deniz kenarına herzaman kahvaltı etmeye gittiğimiz Kargı plajına bu sefer yemeğe götürdü..Bir deniz kıyısı yürüyüşü yapıp deniz kabuğu topladık Annemle..Akşam üstü çay faslına eve yetiştik çünkü Çağıl dershaneden eve geldiğinde evde olmak istedik..Bahçede çay keyfi yaptıktan sonra akşam 9 arabasıyla Annemi yolcu ettik..H. de otogara Annemi geçirmeye geldiği için ve evi çok yakın olduğu için ona kahve içmeye gittik Uzunbeyle..Sonra da eve gelip uyuduk.. Kaç gündür yemeklere dikkat ettiğim için bir kilo daha verdiğimi keşfettim..Anneme telefon açtım ve böylece ilk defa uzun yürüyüşler ve dikkatli yemek sonrası beraber olup kilo almadığımız tek tatilimiz oldu bu sefer..Annemle zaman geçirmek çok güzeldi..Rüya gibiydi :))
Yukarıdaki küçük resim Muğla' da ki kültür evinden..Büyük resim Katrancıkoyu..Fethiye.