Pazartesi, Kasım 28, 2005

PAZARTESİLERİ SEVERİM BEN...

Günlerdir internete giremedim.Sebebi evdeki modemin bozulması.Cuma günü yoğun bir iş temposunun ardından eve geldim ki modem bozuk.Bilseydim büroya uğrar blog yazısını yazar gelirdim.İki gün evden çıkmayınca da her gün yazarım diye kestiğim ahkamlardan sonra blog boş kalacak diye üzüldüm.Birde büroda bir klavyem var ki evlere şenlik.Özellikle "D" tuşundan şikayetçiyim..Bir bastığında bir daha geri gelmiyor:)İnsanın kocasının bilgisayar canavarı olması çok kötü.Hem sanal dünya da ondan gizli bir şey yapamıyorsun hem de en son teknolojiyi o kullanıyor sana da eskilerle idare etmek kalıyor.Bir de büroda benden başka bilgisayarı zevk için kullanan olmadığı için :) en kötüler bana kalıyor .Bu evde de geçerli.Ast-üst davalarından tehtidle Çağılın elinden kaptığım bilgisayarla ancak yemek bittikten sonra gece saatlerinde yalnız kalabiliyorum.Onun için Çağıl' ın anne sen sabah girmişsin bilgisayara diye şaşırmalarına maruz kalıyorum.Hem de evde 2 bilgisayar var.Diğer şanssızlığım ise Çağıl'ın ona ne kadar çok Amerika da ve Türkiye' de yakalanan hacker haberi varsa izlettirmeme rağmen hacker olmak istemesi dolayısıyla da genelde mail şifremin peşinde koşması..Diğer şifrelerimi paylaştığımı bilmem söylemeye gerek varmı? Ben babasından böyle bir davranış hayatta görmedim, oğlu kime çekmiş bilmem !
Hayatımda bir kere eşimin 2.telefonuna evde mesaj geldi ya da ben öyle sandım.Ve açmak zorunda kaldım..Çünkü aynı işte çalışıyoruz ve iş telefonuydu o.Bu kadar büyük bir hata yapamazsın çocuğun yanında.Senelerce örnek olmaya çalış bir hatanla hemen seni yargılasın.İşte çocuklar böyle ve herzaman , heryerde o davranışı kullanıp duruyor.Halbuki ben açıkta bulsam bile kimsenin özel bir eşyasını karıştırmadım..Burcu' nun liseye giderken bulduğum günlüklerini bile:)))
Çarli konusunda yazacağım yazı için gizli gizli hazırlıyorum kendimi..Keşke öğrencileri de okuyabilse ve hocalarının yaptığı psikolojik davranışları değerlendirebilseler kendi çaplarında..Yok Çarli' yi buradan deşifre edemeyeceğime göre isim vermeden dershanenin sitesinde mi yayınlatsam bilemedim..Çağıl bu işi becerirmi acaba?
Bu sabah nedense aklımda hinlikler var..İşe gelince daha mı bir muzır oluyoruuumm nedense -bak şimdi de "U" lar takıldı-.Kırıcam ben bu klavyeyiiiiiiiiiii...
Pazartesileri çok severim çünkü pazartesi günü doğmuşum ben:)

Perşembe, Kasım 24, 2005

BEN ÖĞRETMENLERİ ÇOK SEVERİM !

Bugün annecik ve babacığın günü..Hatta Çarli ve eşinin, teyzemin eniştemin, teyzemin kızının , oğlunun ve gelininin son olarakta halamın ve kocasının.Anlayacağınız üzere biz öğretmenler ailesinde büyümüş olan çocuklardanız.Bu bizim yetiştirilişimize yansıdı mı evet yansıdı.Mutlumuyum ..Evet, mutluyum.Öğretmenmiyim..Hayır değilim.Bir ara olacaktım ama olmadım..Bir gün anlatırım..Bu sebeple bugün bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü' nü kutluyorum..Neden böyle başladım sonradan anlattıklarımdan anlayacaksınız..
Öğlene doğru oğluşun okulundan onu alıp yemeye götüreyim diye okulun ordan geçmeye karar verdim.Okul büroma çok yakın hatta -şehirdekiler kıskanacak şimdi - sokağın bir ucunda benim bürom diğer ucunda okul.Çağıl kısa bir zamandır okul arkadaşlarıyla yemeğe gidip bizi atlatıyor ..Hatta kızlarla gidip bizi atlatıyor demem lazımdı.Neyse okulun önünden geçerken şarkılar söyleyip günü kutluyorlardı.Tam okulun önüne geldim öğrenci kızlardan biri, sesi de çok güzeldi.. Başladı Sibel Can' ın söylediği Sezen Aksu şarkısını söylemeye..
Lale devri çocuklarıyız biz,
Zamanımız geçti...
Bu en son annemle arabada sık sık dinlediğimiz şarkı ve Çanakkale yolunda biz bu şarkıyı söyleye söyleye Burcu' ya gittik.Ve anneme sık sık senin şarkın çalıyor diyerek bayramı geçirdiğimiz şarkı.Bizim Çanakkale yolculuklarımızda Annem , Babam ve bazen Çağıl' da oluyor.Annemle ben arabayı sırayla kullanıyoruz.Yan koltukta olan diğerinin zamanı iyi geçirmesini sağlıyor.Keşan' a kadar o ya da Keşan' dan sonra ben geçiyorum.Hatta bu gidişimizde Annem tutturdu Yunanistan' a gidelim diye:) Babam sağolsun yolculuğun yeme içme sorumlusu.Ve de duraklama.Sık sık daha doğrusu her yerde durmak istediğinden yol bitmiyor doğal olarak.Bizde Annemle bazen şakayla bazende serzenişlerde bulunarak babamı frenliyoruz :) Tekirdağ' da ki köfte molalarımızı ve sahil büfe ' den aldığımız karadut şaraplarını Çarli ve Burcu kıskanmasın diye yazmıyorum tabiki.
Bugün yani 24 kasımda Annemlerden uzak olduğum için ve hele o şarkıyı duyunca sokağın ortasında gözyaşlarımı zor toparladım.Her gün taktığım güneş gözlüklerimde nedense gözümde değildi.Çağıl' ı almadan döndüm gittim büroya ve 15-20 dakikada anca kendimi toparladım.Annecik ve Babacık Öğretmenler gününüz kutlu olsun.
Ben öğretmenleri çoooookkkkkk severim...
.....
Bugün sinemaya da gittik.Ama esas gideceğimiz arkadaşlar işten dolayı gelemediler, bizde kocacık ve en yakın arkadaşlarımdan H. ile gittik.Her hafta sinemaya gitmeye karar verdim.Tek problemim bazen yeni filmler 1-2 hafta sonra buraya gelebiliyor ama olsun.Bugünkü fragmanlarda çok eskiden TRT de oynayıp beni mest eden bir dizinin sinema filmini gördüm.Kısmetse kaçırmamaya çalışacağım...Aşk ve gurur...Hatırlayanınız var mı bilmem.4 kız kardeşin en büyüğü zengin bir adama aşık olur ama kız çok gururlu olduğu için ve adamda tabiki , ancak öykünün sonunda biraraya gelebilirler.Eski zamanlarda geçtiğini bilmem söylemeye gerek var mı.Tam benim tarzım..Bayıldım..Bu akşam gittiğim "uçuş planı" idi.Güzeldi ama aynen Hıncal Uluç' un yazdığı gibi güzel güzel giderken sonu alelacele bitiyor. İnsanın canı koltuktan kalkmak istemiyor.Yine de güzeldi :)
Yarın cuma, ben cuma akşamları mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum çünküüüüüü "ıhlamurlar altında" var !

Çarşamba, Kasım 23, 2005

SUCUK-EKMEK-ŞARAP ...

Yine o yoğun çalışma tempomuza döndüm.Herzaman çok çalışmak güzel mi ? ..Güzel.Sadece eve ve diğer işlere az zaman ayırabildiğim için şikayetçiyim.Hergün öğlene kadar deniz keyfi yaptığımız günler çok uzaklarda kaldı .Sahili de çok özledim.Konusu açılmışken insanın öğlene kadar denizde güneşlenmesi, en az bir kere denize girmesi, beach club ' lar burası için sosyetik kaldığından kendi kahveni termosta taşı modasına uyup nescafe içmesi ve eve gelip duşunu alıp işe gitmesi çok güzel bir şey.Tam olarak özlediğim bu işte..Hadi yaz gelsin diyeceğim daha güneşin kendini kaybettireli 3-5 gün olduğu bu memlekette çok erken söylenmeye başladım galiba..
İşte o kadar çok konuşuyorum ki bazen eve geldiğimde konuşmaya halim kalmıyor.Beraber döndüğümüz için akşam yemek olmadığını bildiğimden kocacım bize tonbalıklı ve yeşillikli sandöviç yaptı.Çok güzeldi tabii.(Bu akşam da herşey güzel gelmiş bana sanırım çok yorgunmuşum:))
Çağıl bu akşam bloğa bütün linkleri ekledi ve bundan söz etmezsen ayıp olur artık dedi.Sağolsun..O olmasa ben nasıl yapardım bilmem..Teşekkürler oğluşum:)
Burcu' nun bugün yazdıklarını okuyunca aklıma domestos reklamı geldi ve güldüm..Ben o reklamı zaten çok severdim ama şimdi daha çok seyredeceğim galiba..
Burada garip bir huy var..İnsanlar telefon açıp benim yaptığım iş için böyle böyle demişsin vay sen bunu nasıl söylersin diye hesap soruyorlar! Bu söylediğim insanlar ya iş çevresinden ya da az görüştüğümüz insanlar ...Yani iyi tanımadığımız insanlar.Şöyle bir durum var bir kere iş yapıyorsak herkesi sevmek gibi bir zorunluluğumuz yok .Hatta herkesin işini beğenmek gibi bir zorunluluğumuzda.Hatta arayıp sen bunu nasıl söylersin diye hesap soranlara cevap vermek zorunluluğumuzda yok bence.Kimseye beğenmediğimiz iş için niye beğenmediğimizi anlatmak zorunda kalmaktan, etik anlamda yanlışlarını söyleyip aslında böyle yapmanız gerekli demekten kendi işimize bakamıyoruz artık.Sanırım dikkat çekmenin yolunu artık böyle sağlıyorlar ama biz bu yolla yükselmiş bir firma değiliz ki onlara da basamak olalım..Uzun ve zor bir yoldan kendi bildiğimizden şaşmadan buralara geldik.Bazı yerlere ulaşmak kadar orda durmakta zormuş..Kıssadan hisse bu gece de bu oldu sanırım..
Havalar soğudu.Kazak üstüne bir şey giymeden gezilmiyor artık.Duydum ki İstanbul' da kar yağıyormuş.Bizde kar görmeye aralıkta dağlara çıkacağız artık.Hem de sucuk-ekmek-şarap partisi yaparak ve sponsor bir firma tarafından rehber eşliğinde gezdirilerek .Paylaşmak istedim:)Bu aralar meyveli şaraplara sardığımızı söylemem gerek.Benim en çok sevdiklerim karadut, mandalina v.b gibi.Kocacım ise kayısılıya bitti.İçinde meyve esanslı olan değilde gerçek meyve parçaları olan tercih edilmeliymiş.Bu konuda bildiklerinizi ve denedikleriniz paylaşmak isterim.
Çanakkale içinde...
Vurdular beni...
Çok sevdiklerimden bazıları burda, çoğunluğu İstanbul'da ve bazıları da Çanakkale' de.

Pazartesi, Kasım 21, 2005

BENDE NE CEVHERLER VAR!

Bugün çok sevdiğim ikizler burcundan bir arkadaşımla yine çok sevdiğim aslan burcu olan bir arkadaşımı ziyarete gittik.Ben tabiki burç manyağı biri değilim ama dünkü yazımda geçen şu boğa burcu yeni arkadaşımı bu kızlar kıskandıkları :) için böyle yazmak zorunda kaldım sevgili günlük:)) yoksa dillerinden kurtulamazdım..Her biri kendi aleminde hayatıma renk veren tipler olduklarını bilmedikleri için yeni arkadaşa gönderme yapıp durdular.Onlar kıkırdaşırken ben içimden, ben size yapacağımı bilirim diyerek kıs kıs güldüm:)
İlerleyen zamanlarda beraber yaptıklarımızı ve yaşadıklarımızı size en yakın fırsatta yeri geldikçe açıklayacağım ..
Bugün işlerin yanında canımızı sıkan bir şey daha oldu.Yeni aldığımız arsanın çevresini çevirttiğimiz için ustalar cumartesi günü direk dikmişlerdi arsaya.Bu sabah işin devamı için gittiklerinde dikilen direklerin yol kenarında olan kısmının 6 tanesinin çıkarıldığını, çıkan demir direklerin yamultulduğunu görüp bizi aradılar.Bizde atlayıp gittik.Tekrar çıkarılan direkler dikildi.Umarım yarın hepsi yerinde olur.Burası böyle bir yer işte demek istemiyorum ..Umarım tekrar uğraşmayız bu iş yoğunluğunda.
Çarli Çağıl içinde bir şeyler yaz demiş..Ne yazabilirim ki? Pek bir şey paylaşmayı sevmeyen bir çocuk.Bugün okulda ilk sınavların sonucunu hem zorla söyledi hem de sonra bana kızdı beni başkalarıyla kıyaslıyorsun diye.Ama oğulcum birilerini kıyaslayabilmek için onun hakkında bilgi sahibi olman lazım.Ben senin hakkında sen ne anlatırsan onu biliyorum ki :( Erkek çocuk büyütmek zormuş..Onu bilir onu söylerim ben.
Yeni aldığımız arsanın olduğu komşumun kızı beni yerel tv.de görmüş.Bende daha şimdiden söylemedim ona daha beni çok görürsün, senin aşırı sosyal bir komşun olacak diye.Gerçi o bana sen tombiş! ben tombiş biz iyi anlaşırız dedi ama sanırım sadece görünen yüzüm o, bende söylemedim artık bende ne cevherler var diye ..
Dikkat ettim hiç annecik ve babacıktan sözetmemişim şimdiye kadar.İkisinide konular geldikçe ayrı ayrı ve uzun uzun anlatmak istiyorum.Çünkü hem anne baba hem de arkadaş oldular bana herzaman.Onun için buralara geldikten sonra en çok aradığım insanlar onlar oldu.Babamla türk kahvesi yapıp içmeyi, sohbet etmeyi ..Annemle ise alışveriş yapıp, arkadaşlık etmeyi özlüyorum.Şanslı bir çocuktum umarım ileride Çağıl' da -şimdi Çağılın böyle düşüneceğini sanmıyorum doğal olarak- böyle düşünür.

Pazar, Kasım 20, 2005

ŞEHİR SÜRÜŞÜ 7 DAKİKA.

Gördüğüme göre bu alemlerde (sanal alem) haftasonu yazı yazmak pek bi moda değil.Bunu bir sürü blog okuduğum için de biliyorum zaten içine girince de gördüm.Olsun ...Benim aslında adım çıkmış dokuza inmez sekize.Modayı ve moda olan şeyleri çok sevmeme rağmen ben bu modayı tutmadım.Sebebi ise bizim ailece bir sanal alem tutkunu olmamızdan kaynaklanıyor.Bizim işimiz genelde bilgisayarda , bir kısmı da tamamen bilgisayarda eee evdede 2 bilgisayar devamlı açık olunca istediğin kadar evde başbaşa kalalım moduna gir benim kocacım girmez zaten öyle muhabbetlere.Şimdi dizüstülerde çıkınca artık uyanınca da bilgisayarla gözümüzü açıyoruz.Herkesler bilgisayar başında olunca bende ya televizyon ya da bilgisayar başında oluyorum doğal olarak.Şu anda olduğu gibi evde 3 kişiyiz. Üçümüzde başındayız..Bu arada ne kadar sanal aleme dahilsiniz diye biri sormuşta bende cevap vermiş oldum sanki.Kendimi sobelemiş gördüm birden :))
Geçtiğimiz aylarda yaptığımız gezide bir Ege şehrinden aldığımız muhabbet kuşlarımız bütün gün kavga ediyorlar ve bize kötü örnek olduklarını düşünüyorum.Hayvan bile olsan adın aşk muhabbetleriyle meşhur olmuş bir kuşsun değil mi? Toparlan artık, her kötü gidişin bir çıkışı vardır.Yok anam bunlar düzelecek gibi değiller.Daha önce de çok kuş besledik ama bunlar gibisini görmedim ben.Bir kere benim ikili ilişki anlayışıma uymayan bir dişi eş var ki her gün erkeği dövüyor.Bir gün kanadı kanamış bulduk ki değil erkeği dövmek ben şiddet sevmeyen biri olarak karşılarında örnek alınacak hiçbir davranışım olmamıştır kesinlikle(şiddet yönünden).Ta ki bir gün düzeldiler diye sevinirken o gün tepelemez mi dişi kuş erkeği yine canım sıkıldı benim.Çünkü ben onları bıcır bıcır evin içini şenlendirsinler diye almıştım.Ne diyeyim ki bu muhabbetler sıktı artık beni!
Dün akşam yeni bir işe başladığımız yeni arkadaşlarımıza ev oturmasına ve yemeğe gittik.Çok güzel bir akşamdı.Evin hanımı da bir boğa olduğu için iyi anlaşacağımızı düşünüyorum.Eşi zaten uzun zamandır tanıdığım ve şimdi beraber çalıştığımız biri.Tatlı şarapla başlayıp votka ile devam ettiğim gecede aslında yoğun bir gün geçirdiğimi düşünüp daha çok keyifli sohbetler yapmaya çalıştım.Bu arada genelde gündüz yapılan işlerin yazıldığını görüyorum günlüklerde.Ama ben daha kafamdakileri yeni paylaşmaya başladığım için günlük işlere daha vakit kalmıyor.Sonra fazla trafiğin olmadığı ama yoğun çalışmak isteyen herkesin bizim gibi bir yoğunluğa düşebileceği bu genelde tatil cenneti olarak anılan yerde aslında uzun zamandır ne kadar çok çalıştığımızı bir kere daha keşfettim.Ve bizim yaz sezonumuz daha yeni bitti.Oysa şimdi kurslar, açılışlar, kokteyler ve kışlık işler daha yeni başlıyor.Yani yoğun sezon şimdi başlıyor..
Bu hafta arası "uçuş planı" filmine uzun zamandır beraber sinemaya gitmeyi planladığımız bir kız arkadaşla gideceğim.Hem kendime biraz zaman ayırabilmek için..Hem de film çok güzelmiş.Arkadaşım tavsiye etti.Sırada beraber kızkıza gece buluşması yapmak istediğim arkadaşlarımla buluşmak var..En geç 10.00 da evde olmak üzere..Burada geç kalmak pek mümkün değil çünkü trafik olmadığı için en fazla 15 dakika da gitmek istediğin yere ulaşabiliyorsun arabayla.Bir de eğer şehir sürüşü yaparsan 7 dakika..

Cumartesi, Kasım 19, 2005

BLOG DÜNYASINDAKİ KARİYERİME BURCU YÜZÜNDEN KREP YAPARAK BAŞLADIM

Arkadaşlar asortik krep olmak benim ne haddime..Hele de evin erkeklerinin egemen olduğu bir dünya da (bilgisayar dünyası-sanal alem-kocacımın işi, oğlumun uğraşı) benim asortikkrepliğim sadece bir gece sürerek sabah krep yaparak güne başladım..Nedeni bilgisayar canavarı kocacım sanal alemdeki durumu keşfedip beni asortik tospağam( o benim bir tospağa olduğumu iddia eder herzaman, yavaşlıkla alakalı değil sanırım hacimle ilgili bir şey bu) ve sosyetik krepim diyerek uyandırıp -eee sen artık bize bir krep yaparsın bu sabah dedi ve beni doğru mutfağa yolladı..İçimden mutfakcamı burcuya bildiğim bütün güzel düşünceleri alt alta sıralarken aslında bu krepleri onun yapması gerektiğini ve benim bu isme sadece onay verdiğimi söylesemde benim kocacımı bu işe ikna edemedim.Ama artık akıllandım bir daha kardeşim bana bir sanal alem ismi takacak olursa "herhangi bir işle alakası olmayan prenses" ismini istiyorum..isterse tospaaprenses' te olabilirim ama gerçek tospaa .Çünkü bilirsiniz tospaalar evlerini sırtlarında taşır ve hiç iş yapmaz.
Halbuki yeni bir aleme adım atıyorum madem beni keşfettin şöyle hayatımın uzun bir kısmını beraber geçirdiğim canımın içi tospaamın sanal aleme girişini kutlayalım ben seni şöyle bir deniz kenarı kahvaltısına götürsem dese hayatta ikiletmezdim..Bu arada bizim buralarda hava herzaman çok güzel olduğu için biz s1k s1k dışarıda kahvaltı ederiz.Pazar sabahlarıda yerel takılıp pazar pazarında gözlemeli kahvaltı yaparız bazen.(Ben bazlama da severim.)Arkadaşlar karşınızda yemeyi,içmeyi seven biri olduğu için bu blogda bol bol yemek sohbetleri geçecektir..kusura bakmayın:)
Ha bu arada krep en güzel beyaz ezine peyniri ve çilek reçeli ile yenir unutmayın...
Bana bu blogda yardımlarını esirgemeyen ve bu sanal alemde ileride benden ve Burcu' dan daha meşhur olacağını düşündüğüm boynuz kulağı geçer pozisyonlarının her türünü daha bu yaşta bana yaşatan bir tanecik oğluşum Çağıl' a teşekkürü bir borç bilirim..
Hoşbulduk...

Cuma, Kasım 18, 2005

BLOG DÜNYASINA MERHABA...

Uzun süredir izlediğim bir dünyaya giriş yapmak üzere...Tüm dostlara selam olsun..
İlk yazımda neden Asortik Krep olduğumu yazmak istedim..Ben öyle konulara uzun girişler yapmaktan hoşlanan biri değilim ve direk olaya giriyorum .Çok sevdiğim bir kızkardeşim var..Herkes bilir aslında .Mutfakcamı Burcu,benim fazla modaya ve olaya kendini kaptırmış olduğuma inandığı için bana bir yazısında Asortik Krep demiş.Adım öyle kaldı.Benim de hoşuma gitmedi değil.Çünkü fazla yerel şeylerden hoşlandığımı söyleyemem.Şehir kızıyım sanırım öyle de kaldım.Her ne kadar şu an Anadolu' nun şirin! bir kasabasında yaşıyorsam da damarlarımda şehir kanı akıyor -ne demekse ! bir gün başka bir yazıda açıklarım artık:) Bu son işarette bana Burcu ' dan bir hatıra..Onu kullanmak beni rahatlatıyor daha bir "Burcu ablası" yapıyor sanki.
Bu arada en az bizim kadar bu alemlerde yorum yazan çok sevdiğim bir erkek kardeşim de var: Nam-ı diğer Çarli..Umarım bu alemlerde benim de yazılarımı yorumsuz bırakmaz:)
Ve tekrar merhaba...